18 Temmuz 2013 Perşembe

Kayıp lezzetler

 
Bektaşi üzümü diye bir şey duymuş muydunuz bilmiyorum ama, biz kendisini pişirip yedik. Burada stachelbeere (ingilizce konuşulan ülkelerde gooseberry) diye geçiyor ve sadece bu mevsimde kısa bir süre rafları süslüyor. Ben geçen seneden beri "bu nedir bu?" diye merak edip duruyordum, bu merakımı babalık izni nedeniyle bulunduğu evde işsizlikten delirip kendini aşçılığa adayan sevgili sevdicek sayesinde yendim.. Kendisi internetten tarif bulup beş çayına "bektaşi üzümlü tart" yaptı ve "akşam oturmasına" gelen birkaç arkadaşla iki gün içinde tüm tartı tükettik yahu. Şekli şemali pek güzel bu meyvenin ve oldukça da güzel ekşimsi / tatlımsı bir tadı var! Sevgili Jardzy burada olsa, bir koca dilim de o yerdi, ooo ekşi ekşi diyerek / severek.

Bir de burada rhabarber (ingilizce konuşulan ülkelerde rhubarb) diye geçen ve yine Jardzy'den aldığım bilgilere göre Türkçesi de "Işgın" olan bir başka enteresan sebze var. Kereviz sapını andıran bu sebze de son derece ekşi ve izine sadece Haziran başında 1-2 hafta izine rastlanabiliyor. Onun da aynı şekilde tartını yaptık ve aynı sosyal coşkular içinde mideye indirdik. Her iki tartı da daha az ekşi yapmak isterseniz içine ek olarak şeftali katabilirsiniz. Her iki sebzeye de uyuyor, güzel de kokusu var.

Türkiye'de bu sebze / meyveler hiç karşıma çıkmamıştı, belki annemin devamlı anlatıp durduğu çocukluğunun efsanevi "kırmızı havuç"u ya da "tatlı patates"i gibi nesli tükenen sebze ve meyvelerimizden biridir, çünkü böyle olmasa Türkçe ismi olmazdı diye düşünüyorum. Ya da gerçekten adı sanı duyulmamış ucra bir köyde birkaç metre kare alanda yetişiyor ve sadece yerli köylüler biliyor da olabilir. Ya da bizde de bektaşi üzümü ve rhubarb gani gani yetişiyor ve tüm evlere giriyor ama ben yıllardır o ulvi bektaşi üzümü ve rhubarb haftasını kaçırıyor falan da olabilirim tabii. Hangisi doğru bilmiyorum ama doğru olan bir şey var ki, o da sonuçta her ikisinin de "kayıp lezzetler" olduğu..

12 yorum:

  1. Bektaşi üzümünü bende hiç duymadım ama ışgın dediğin sebzeyi doğu bölgesinde biz uçkun olarak biliriz ve oralarda inanılmaz sevilerek yenir. Hatta çiğ olarak tüketiriz uçkunu şimdiye kadarda pişirmek benim aklıma gelmemişti denk gelirsem eğer bi daha kesinlikle deneyeceğim. Türkiye nin hemen hemen bütün bölgelerinde yaşamış biri olarak başka bi yerde karşılaşmadım ama özellikle ince yapılı daha körpe uçkunların hafif tatlı ve ekşi bir tatları vardır ve gerçekten çok lezzetlilerdir :) (bu arada her iki blogunu uzun süredir takip ettiğim için sanki arkadaşmışız gibi samimi konuşuyorum umarım bi sakıncası yoktur :s )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ışgın ya da uçkun ama her şekilde çok lezzetli kıtır kıtır :) bu arada tabii ki sakıncası yok, memnun oldum :)

      Sil
  2. Ben de bektaşi üzümünün adını duymuş fakat görmemiştim. Uçkunu da Kahramanmaraşlı eşim sayesinde duyup Ankarada görüp aldım ama kartmış,ekşiye bayıldığım halde yiyemedim Odun gibiydi:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uçkunun tartı dışında burda hiçbir şekilde yenmiyor. Rica etsem yazar mısınız, nasıl yiyorlar Kahramanmaraşta? :)

      Sil
    2. Soyup tuza banarak yeniyormuş.Maalesef mevsimişnde orada bulunmak 36 yıldır kısmet olmadığından tadamadım. Ankarada bulduklarım da odun kıvamındaydı vazgeçtim.
      Sen de çiğ yemeği bir dene bakalım,sizinkiler taze mi?

      Sil
    3. cok eksi olmasa kitir kitir bayilirim.. mevsimi gecti seneye kitirdatirim artik..

      Sil
  3. Rhubarb'ı yani ışgını yıllar yıllar önce Fransa'da bir evde misafirken yemiştim. Bahçelerinde yetiştiriyorlardı. Galiba temmuz filandı bu zamanlar olabilir. Biz reçelini yaparız demişti ama o akşam tartını yapmışlardı. Sene 1989. Paris'in banliyösü. Akşam olunca hava öğlen kadar sıcak ve bunaltıcı diye çok şaşırmıştım. Ve 11 gibi kararıyordu.
    Bektaşı üzümünü hiç duymadım. Özlemişim seni okumayı. Bebekle beraber nasıl yazmaya vakit bulabiliyorsun? Çok seviniyorum tabii. Yazamayacaksın artık diye üzülmüştüm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Yazamazsam çıldırırım" ;) Bazen bir yandan bebek emerken onu tutup diğer yandan da tek elin 2 parmağıyla kaplumbağa hızıyla yazıyorum ama..

      Sil
  4. Geldim, geldim.

    Benim geldiğim ellerde sadece çiğ çiğ yiyorlar. Hatta muz da diyorlar, soyularak yenildiği için.

    İlk rhubarb gördüğümde araştırmıştım. Akrabalar Iş(g)kın ile. Benim yediklerimin bazıları ekşi bazıları da acıydı. Tatlı olanı da varmış ama denk gelmedim hiç.

    Geldiğimde yiyebilsem keşke!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yiyebilmen için haziran'da gelmen lazım :) Ya da dondurucuya atiim? :D

      Sil
  5. Rhubarb ingilizlerin bas taci, nemli ve iliman gecen sonbahar sayesinde, burda tum bahar yaz ve hatta son baharda mevcut ama en cok son baharda hortluyor. Herseyli tatlisini yapiyorlar. en guzeli apple-rhubarb crumble, ustune de muhallabimsi 'custard'.
    gooseberry i de burda dagda bayirda hep goruyorum. adini da duydum ama tadina bakmadim hic. pismeden yenilince tadi nasil baktiniz mi? tartda baska nesi yapilir bir de mesela, bu yaz sonu yine ortalik bogurtlene kestiginde toplarim biraz. :) burda tum meyveler marketlere erken (malum adamalr buyuk tuccar), bahcelere ise gec geliyor. e gunes az, yagmur cok! :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman Cancum doğadan toplama, birbirine çok benzeyen ama çok zehirli olan berry'ler var etrafta, canlı bomba niyetine yetişiyorlar aman aman.. Pişmeden yedim tabii ki de sevgili "bektaşi üzümünü", bilirsin pek meraklıyımdır tat konusunda :) Bizimki son derece ekşiydi, limon gibiydi ama koyu renklileri tatlılaşıyor diye bir söylenti dolanıyor etrafta.. Dene istersen ucundan azıcık.

      Sil