7 Ekim 2012 Pazar

En güzel içki tarifleri

Google'dan en yeni ve en tutulan kokteyl tariflerini aratarak geldiysen, yanlış yerdesin dostum! Ha, şöyle 60'lardan kalma hipster bir barda kokteyller yuvarlamak, o da güzeldir, onların yeri de ayrı pek tabii.. Ama bu yazının konusu, son derece dürüst, katısıksız ve saf olan temel içecekler. Alttaki listede de en çok sevdiğimden başlayarak; süt, domates suyu, mojito ve köpüklü taze şarap tarifleri var; ona göre..

Benim en sevdiğim içki süt yahu.. Sudan bile çok sevdiğimi söyleyebilirim buzzzz gibi bir bardak sütü. Oysa son zamanlarda doktorlar inek sütü başta olmak üzere, 750ml'yi aşan günlük süt tüketiminin zararlı olduğunu söylüyorlar. Fazla süt demir emilimini azaltıyor, kızlarda erken ergenliğe girmeye ve bazı hormonal sorunlara neden oluyormuş. Bunu diyenler var, ben pek umursamıyor ve her sabah koca bir bardak sütümü seve seve içiyorum. Bu sıra Alplerin tepelerinde gezip durduğumuz için, bol sayıda inekle karşılaşıp koca memelerine göz dikiyoruz. Almanca'da "Alm" denen dağ kulübelerinde bu inekceğizleri taze taze sıkıp, sütünü kaynatıp (hatta bazı ekolojik çiftliklerde ve Amerika'da yeni moda olduğu üzre, "sağlıklı inekte bakteri olmaz" diyip tüm hastalık olasılıklarını da hasır altı ederek, direkt bardağa koyup) elinize tutuşturuyorlar. Hani bir dikişte lıkır lıkır içersiniz, "ehhhh" diye bir keyif sesi çıkarır, burnunuzla dudağınız arasındaki kalın beyaz süt bıyığını silersiniz ya, hah işte o (85 sonrası doğumlular için, bknz. "gerçek inek sütü nedir?"). İşte bu sütün kış aylarında bir başka güzel kullanım alanı daha vardır: hastalıklara karşı; zencefilli ballı süt. Sütü ısıtır, içine rendelediğiniz taze zencefilden bir çay kaşığı, baldan da bir tatlı kaşığı koyar, çın çın karıştırır, afiyetle içersiniz. Ne nezle, ne boğaz ağrısı, ne öksürük, bişeyciğiniz kalmaz. Anaokulunda müdürlük yaparken öğrendiğim, bir öbek çocuk üzerinde bir kış boyu deneyler yaparak kalite güvenirliğini tasbit ettiğim bir tarif size. Jardzy'ciğim, hor hor çeşme burnuna iyi gelebilir.

İkinci içkimiz, bulutlar arasında 10.000 feet'in en çok tercih edilen markası: Domates Suyu! Domates suyu'nu Ankara'da yaşayan şanslı bir azınlık olarak AOÇ'den alabildiyseniz hele, tadından içilmez. Lütfen bu lezzet elimizden alınmasın, değil mi sevgili Fermina Daza?! Bu içkinin özellikle uçakta tercih edilmesinin nedenlerini araştıran akademisyenler var (bazı insanlar doktora ünvanına ne kolay ulaşıyo görün!) ve nedenleri "kırmızı baskın bir renk olduğundan, birbirine yakın alanda bulunan kişilerin biri kırmızı renkli sıvı içerse, diğerleri de sosyal psikolojik nedenlerle bu davranışa iştirak ederler" ile "domates suyu kabin basıncı değişiklikleri nedeniyle yaşanan ağız koruluğuna iyi geliyor" arasında biryerlerde tesbit edilmiş. Velhasıl, evet, sadece uçakta bile olsa domates suyunu severek içenlerdeniz hepimiz, itiraf edelim. Bu güzel sebzeyi ayrıca içine 30ml Smirnoff Vodka, 15ml taze limon suyu, karabiber, tuz ve istediğiniz acılık için gerekli kadar Tabasco ekleyerek ve kereviz sapları ile süsleyerek ve kat-i surette günbatımı zamanı (asla daha geç değil) hazırlayarak, Bloody Mary olarak da değerlendirebilirsiniz.

En sevdiğim üçüncü içki; yaz akşamlarının tatlı esintisi ve akdenizin kıpır kıpırlığı eşliğinde Mojito. Kaleminin gücünü, ağzının tadından alan Ernest Hemingway'in de bir numaralı içkisi olan Mojito'nun sırrı, iyi Rum kullanmakta gizlidir; dolayısıyla Matusalem Platino ya da Cruzan Light'tan (bulamazsak, hadi en azından Küba menşeyli açık renkli rumlardan diyelim) şaşmıyoruz. 60ml rum içine, 30ml limon suyu (tercihen minik yeşil lime olsun) ve yarım lime'ın kazınmış kabuğunu, 90ml mineral suyu, 15 nane yaprağı ve daha tatlı sevenler için bir çay kaşığı şekeri bol bol ezilmiş buzla karıştırıyor, sıcak akdeniz akşamlarında (hava mümkünse 30 derecenin altı olmasın), tercihen denize karşı, yavaş yavaş, keyifle içiyoruz. Mojito, naneli tadı nedeniyle çok hızlı ve bolca içilme ve içinde bulunan rum ve şeker nedeniyle bolca kilo aldıran bir içki olduğu için, birbiri ardına sipariş verip abartmıyoruz. Yoksa göbeğimiz pörtleyebiliyor sevgili Ece'ciğim :)

Son günlerde keşfettiğim ve ilk görüşte aşık olup devamında da tutkuyla bağlandığım son önerim; burada Federweißer (Beyaz kuş tüyü!) diye adlandırılan, taze üzümden yapılan ve bağ bozumunun hemen ardından piyasaya sürülen köpüklü taze şarap. Kırmızı ve beyaz (daha güzel) iki çeşidi de olan bu tatlı ve köpüklü içecek, Almanya dışında farklı isimlere sahip. Almanya, İsviçre ve Güney Tirollerde "Sauser" ya da "Süßer" (şekerli, taze), Frankonya'da "Bremser", Fransa'da "vin bourru" ya da "vernache", Slovakya ve Çek Cumhuriyetinde "burçak" ve Gürcistan'da "makari" olarak anılıyor, bu ülkelere bağbozumu döneminde giderseniz mutlaka deneyin. Belki bizim ülkemizde de evlerde ya da aile bağlarında üretiliyordur, bu konuyu Çağatay abi'ye danışmak lazım. Normal köpüklü şarabın daha taze taze üzüm kokan, daha az asitli hali olan bu şarap; içinde normalden fazla alkol bulunduruyor, dikkat! Ayrıca diğer şaraplardan farklı olarak, fermantasyon süreci şişelendikten sonra da büyük hızla devam ettiği için, bu şişelere tam kapanmayan kilit-kapak sistemi takıldığı için, şişenin yatık muhafaza edilmemesi gerekiyor, yoksa şişeyi dik konuma getirdiğiniz anda, hiç beklemediğiniz şekilde birden Michael Schumacher misali şampanya patlatmalı kutlamalar içinde bulabilirsiniz kendinizi.. Aynı nedenden ötürü, bu şarabı genellikle üreticiden direkt alıyorsunuz ve aldıktan sonra kısa sürede tüketmeniz gerekiyor (zaten şişeyi açmanızla dibini görmeniz bir oluyor, muhteşem bir tat!).

O zaman "şerefe" diyoruz!

6 yorum:

  1. CERENMUS;

    İçecekleriniz çok güzelmiş. malzemeleri eksikte olsa kabaca hepsinden tattım diye bilirim.

    Köyde bulunduğum süre içerisinde devamlı keçi sütü içmiştim.

    "Beyaz Kuş Tüyü"nü çok beğendim, köpüklü köpüklü görüntüsü de enfes...

    Bizim buralarda (Çorum'da) Alevi vatandaşlarımız bolca yaparlar bunun gibi ve ya değişiklerinden.

    Şarabı, hafif geliyor diye yapmayanlar rakısını yaparlar ama rakıyı her adam tutturamaz.

    Şarabın her çeşidini ve rengini yaparlar atadan kalma bilgilerle. Kırmızı, beyaz, pembe, mor, vs. Elma, armut, üzüm, incir meyvelerinden de değişik değişik içkiler yapıyorlar.

    Beyaz Kuş Tüyü'nde dikkatimi çeken şey şişelendiği halde fermantasyonunun devam etmesi oldu, çok ilginç...

    Bir kere MAHLEP diye bir içki içmiştim, tadı anlatılamayacak kadar güzeldi. Çok egzotik bir aroması vardı, Türkiye'de yetişiyormuş bitkisi. Alkol derecesi de çokmuş. sizin için, atmadığım şişesini görüntüledim.

    http://2.bp.blogspot.com/-TcZC7kSlC_s/UHHS76AsivI/AAAAAAAAIFM/XCdlHovZ48A/s1600/MAHLEP+018.jpg

    Denerseniz değişik bir tat yazayım, evde yaparsınız Bay Şubert'de çok sever umarım. Zannedersem tarifini biliyorsunuzdur ama ben gene de yazayım.

    1 kilo kızılcığı (Almanya'da bulunabilir soğuk ülke olduğu için) cam bir fanusa koyun, (fanusa koymanızın nedeni güzel bir görüntü vermesi için). Üzerine 70'lik yani büyük şişe Simirnof vodka dökün, fanusun üzerini gene cam bir kapakla örtün, hava alıp almaması önemli değil. 1 hafta sonra içindeki kızılcıkları meze olarak kullanarak için.

    Afiyet olsun...

    Bu sıralar badem sütü içiyorum çok enfes bir tadı var. Şöyle;

    1 su bardağı kavrulmamış bademi suda hafif kaynattıktan sonra kahverengi kabuklarını soyuyoruz, (Kavrulmamış badem bulamazsanız size yollarım) 4 su bardağı su ilave ederek blendır da, en küçük doğrama tarafında bademleri un-ufak ediyoruz, su anında süt gibi bembeyaz oluyor, tülbentte süzdükten sonra badem aromalı süt içiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla deneyeceğim Çağatay abi :D Çok teşekkürler!!!

      Sil
  2. inek sütü evrimsel olarak bize ters. en iyisi keçi sütü gene de

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. anne sütü üreten fabrikalar da var artık ;) böğk ama işte bir sektör yani..

      Sil
  3. Benim listem de benzer, sonuncu hariç.

    Önce domates suyu, sonra süt! sen de benim gibi kahve, çay içmeyenlerden misin?

    bu arada Göbekli Tepe ile aramda 15km var!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. heyooooo, anca gördüm yorumu, şu saatte varmışsındır, gezmişsindir, dönmüşsündür bile..
      evet çay kahve sevmiyorum ama zorunda kalabiliyor bazen insan, uyuyamıyorum sonra da (şimdi mesela)

      Sil