1 Aralık 2010 Çarşamba

200-70-60

Afrika öncesi seyahat sigortası yaptırmak son dakikada aklıma geldi. Bu vesileyle Sunay Akın'ın çok sevdiğim bir dizesini de hatırladım: "90-60-90'ı herkes bilir, vücut ölçüleri. Ha bir de 200-70-60 var, o da tabut ölçüleri"

Hazır hislenmişken, ölüm üzerine bir-iki fikir de belirteyim istedim. Malum bu bizim toplumda bir tabudur, konuşulmaz. Lakin, Afrika'da ne olacağımız belli değil, öteyandan entellektüel açıdan hortlayarak bloguma ulaşabilecek miyim, emin de olamıyorum. Yazayım gitsin..

10dk'da 25euroya yaptırılan bir sigorta, hastalık halinde bakım ve tedavi ile ölüm halinde memlekete doğru kolilenmeyi taahhüt ediyor. Tabii inşallah ölmeden ve sürünmeden dönmek nasip olur ve sigortaya da gerek kalmaz. Ama bence iyi bir yatırım, çünkü o kadar uzaktan cenaze taşımak 20.000euro falan tutuyor.

Aslına bakılırsa, öldükten sonra cenazemin taaa Afrika'dan taşınması kadar saçma sapan birşey düşünemiyorum. Tahtalıköyden kendimi ruhen getiremedikten sonra, bedenimin o kadar macera yaşamasına, insanları tekrar tekrar üzmesine, maddi ve lojistik dertler açmasına ne gerek var, bu biiiir. Dahi Da Vinci'mizin dediği gibi; dolu dolu süren bir yaşamdan sonra gelen ölüm, uzun bir çalışma gününün ardından gerek uykuya benzer. Seyahat ederken öğrendiklerim ve tecrübe ettiklerim, yaşamımın diğer tüm anlarında bana öğretilenlerden çok daha kalıcı ve değerli oldu her zaman, o nedenle seyahat ederken gelen ölümün güzel bir ölüm olduğunu düşünüyorum. Hatta uçak kazaları, ortada ceset meset bırakmaması, mezar denen o betonarme yapının üzerime örtülmemesi ve doğa ile bütünleşme açısından bence en ideali.

İkincisi de, insan ölümüyle değil, yaşamıyla hatırlanmalı, o nedenle ölüm yıldönümlerini sevmem, mezar ziyaretlerini de. Gavurlar ne güzel kutlarlar yaşamı, sevdiklerinin cenazesinde yiyip içerek, güzel hatıraları anlatarak ve bolca gülerek.. Bizde biraz ağırdır ölüm zamanları, travması da daha uzun sürer bu nedenle. Oysa, asıl başarı, öleni güzel anılarıyla hatırlamak değil midir?

İnşallah totomuz sıkıntıya girmeden, sağlık ve afiyet içinde bir Afrika macerası yaşar ve 2 ay sonra geri döneriz diyerek ve bu kış bol olan ayva tatlısından bol bol yemenizi önererek (tatlıya bağlama gayreti içinde) izninizle çantamı hazırlamaya doğru koşuyorum.

1 yorum:

  1. Güle güle gidin, güle güle gelin. Demek bu sene hiç kış görmeyeceksiniz. Türkiye'de karakış yaşandığında siz Afrika'da olacaksınız. Tam zemheri bittiğinde dönmüş olacaksınız, ne güzel.

    200-70-60 dediğinize göre standart bu. Hiç dikkatimi çekmemişti. Ben de sanıyordum ki, imam mevtaya bakıyor depodan ona göre tabut çıkartıyor.

    Ama hastahaneler bu kurala uymuyor. Çok evvelden Üsküdar Pol. Hastahenesinde ameliyattan çıktığımda ranza sorunu yaşamıştım. Ayaklarım ranzaya sığmamış, hasta bakıcılar karyolanın ayak tarafındaki eklentiyi çıkartmışlar öyle yatağa yatırmışlar beni. Bütün bu tadilat işleri sürerken bir müddet ranzanın yanında sedyede yattığımı hatırlıyorum...

    YanıtlaSil